Zeitgeist

Bölüm 2: Tüm Dünya Bir Sahne

Bölüm 2: Tüm Dünya Bir Sahne

— Sanki bir yıkım ekibinin işi gibi, eski binaları yıkarken yapıldığı gibi.

— Görüntülerin birinde, sanki eski bir bina bilinçli olarak dinamitle patlatılmış gibi gözüküyor.

— Bir binanın bilinçli olarak yıkılmasını seyretmiş herhangi biri bile, binanın altını yıktığınızda tamamının da yıkılacağını bilir.

— Binanın yıkılış şekli,

— Sanki planlanmış bir şey gibi.

— İlk kulenin yıkılması kaza eseri değil, ve ikinci kulenin de yıkılması tamamen aynı şekilde gerçekleşti.

— Bunun nasıl başardılar, bilmiyoruz.

— Bina toza dönüştü.

— Bir masa bulamazdınız, bir sandalye bulamazdınız, bir telefon ya da bilgisayar da Bulduğum en büyük telefon parçası tuş takımının yarısı kadardı ve şu büyüklükteydi.

— Betona ne oldu? Beton toz oldu.

— Her tarafı kaplayan ince bir toz, 5 ya da 8 cm kalınlığında.

— Beton tamamen ee toz oldu! Televizyonda defalarca gösterilen görüntülerde, bir binanın, yerleştirilmiş dinamitlerle kasıtlı olarak yıkıldığı görülüyor.

— Sanki fünyeleri varmış gibi, evet, fünye, binayı yıkmak için yerleştirilmiş, Bum, Bum Bum!” “İkinci bir patlama duydum.

— Çok büyük bir patlama oldu.

— İkinci bir patlama vardı ve ardından bina çöktü.

— Patlama oldu ve herkes yerlere uçtu.

— Bana bir patlama sesi gibi geldi.

— Silah sesi gibiydi, bam-bam-bam.

— Sonra aniden 3 büyük patlama.

— Ve büyük bir patlama duyduk.

— Ve binanın tepesi tamamen havaya uçtu.

— Bir çeşit patlama gördük.

— Patlamanın etkisiyle.

— Büyük patlama.

— 8. katı havaya uçurdu.

— Sonra lobiye indik, orada büyük bir patlama oldu.

— Lobi, ortasında bomba patlamış gibiydi.

— Büyük patlama, şimdi moloz yağıyor.

— Büyük bir patlama oldu.

— Hepimizin duyduğu ve hissettiği büyük patlama.

— Bir çeşit patlamaya tanık olduk.

— Çok gürültülüydü.

— Tahribat.

— Patlama.

— Duman ve ilk kulede ikinci bir patlama

— Orada başka bir bomba patladı.

— Binaya yerleştirilmiş düzenekler olduğunu düşünüyor.

— Binaya yerleştirilmiş.

11 Eylül Efsanesi

Usame Bin Ladin tarafından yönlendirilen 19 hava korsanı, 4 yolcu uçağını kaçırarak ve Amerikan Hava Savunma Sistemi’ni (NORAD) atlatarak, hedeflerinin %75’ini vurdular.

Sonucunda Dünya Ticaret Merkezi’nin 1, 2 ve 7 no’lu kuleleri, “Katlı Pasta” diye tabir edilen şekilde yıkılırken Pentagon’a ve Shanksville’e düşen uçaklar çarpmanın etkisiyle buharlaştı.

11 Eylül Komisyon’u, hükümetin istihbarat konusundaki birçok hatasına rağmen bu terörist eylemi önceden haber verecek herhangi bir uyarı bulamadı.

Uyarı yok

— Hiç kimsenin bir uçağın, kaçırılmış bir yolcu uçağının füze olarak kullanılacağını akıl edebileceğini zannetmiyorum.En azından bizim hükümetimiz akıl edemedi, ve bizden önceki hükümet de, uçakların binalara çarptırılacağını öngöremezdi.

— Uçaklarla, şehirlere ve halka yönelik böyle bir eylem yapılacağını gösteren hiçbir tehdit yoktu.

— Benim dikkatimi çeken hiçbir uyarı yoktu.

USA Today’in haberine göre NORAD, 11 Eylül saldırılarından 2 yıl önce, saldırı yapmak amacıyla kaçırılan uçaklara yönelik bir tatbikat düzenledi.

Ve hedeflerden biri de Dünya Ticaret Merkezi’ydi.

FEMA (Federal Kriz Masası) El Kitabı’nın Kapağı, 1997 “Mascal” Operasyonu, Ekim 20 Pentagon’a çakılan bir uçak tatbikatı CNN’in Filipinler’de ele geçirdiği gizli belgelere göre, plan çok açıktı: Herhangi bir yolcu uçağına binecekti, kokpiti ele geçirecekti ve CIA merkezine dalış yapacaktı.

Hedeflenen diğer binalar – Pentagon ve Dünya Ticaret Merkezi.

George Tenet’in sözleriyle, ulusal güvenlik ve anti-terörizm kırmızı alarm veriyordu, ve yakında gerçekleşerek dramatik sonuçlar doğuracak çok sert bir eylemi işaret ediyordu.

Bu çok tutarsız.

Bunun üzerine başkanımız 1 aylık bir tatile mi çıktı? “19 hava korsanı” Pakistan İstihbarat Servisi’nin (ISI) başkanı Mahmud Ahmet, Ömer Şeyh’ten korsanların lideri olan Muhammed Atta’ya $100.000 göndermesini istedi. Korsan Muhammed Atta’nın hesabına, Pakistan üzerinden havale yapıldı.Atta’ya parayı yolladığı düşünülen kişi, Ahmet Ömer Sayid Şeyh. Ömer Şeyh, Pakistan hükümetinin istihbarat servisi ISI tarafından tanınıyor ve destekleniyordu. General Ahmet’in, Muhammed Atta’ya neden $100.000 gönderilmesini emrettiği konusunda hiçbir soruşturma açılmadı.

11 Eylül sabahı, hükümet yetkilileri General Ahmet’le Washington’da kahvaltı yapıyorlardı.

11 Eylül Komisyon’u hazırladığı raporda, saldırıların maddi kaynağının çok az önem taşıdığını belirtti.

ayrıca adı geçen korsanlardan 4 ya da 5 tanesinin uçaklarda olduğu söylendi, eğer gerçekten öyleyse isimleri uçuş listesinde olmalıydı.

Ama açıklanan uçuş listelerinde bu korsanlardan hiçbirinin ismi bulunmadığı gibi herhangi bir başka Arap ismi bile yoktu.

Hava korsanı olarak şüphelendiğimiz bu adamların evleri, arabaları, kredi kartları A.B.D hükümeti tarafından ödeniyordu. Bunlar gerçek ajanlardı. ayrıca bazı deliller kasıtlı koyuldu.

11 sefer sayılı uçaktaki korsanın pasaportunun, yıkıntılar arasında bulunduğu iddia edildi. Alevler arasından geçti, uçağın tam yanından ve zarar görmeden yere düştü. Ama bir şey oldu. 6 ay boyunca pasaportun ellerinde olduğunu söylediler.

Biz de kanıt bulundu zannettik ve birden pasaportun sahibi ortaya çıktı, adam yaşıyordu. Bu 19 adamın bir çoğu hala yaşıyor.

— FBI beni listesine koyduğunda gözlerime inanamadım. Adımı vermişler, doğum tarihimi vermişler ama ben bir intihar bombacısı değilim. Buradayım, yaşıyorum ve bir uçak nasıl uçurulur hiçbir fikrim yok.

En az 6 “Hava Korsanı” hala hayatta. FBI hala listesini güncellemedi.

Hiçbir kanıt, ölü ya da diri hiçbir korsanı Usame Bin Ladin’e bağlamıyor.

Usame Bin Ladin

— Tabi ki Saddam Hüseyin’in, pardon Bin Ladin’in peşindeyiz, o bir, o bir, o bir. Ocak 2001

Bush yönetimi FBI ve istihbarat kuruluşlarına, Usame Bin Ladin’e çok yakın iki kişiyi de barındıran Bin Ladin ailesi hakkındaki soruşturmaları geri çekmesini emrediyor ve bilin bakalım bu insanlar nerede yaşıyorlar! Falls Church, Virjinya CIA merkezinin hemen yanında.

Amerika’nın “En Çok Aranan Adamı” olduğu halde Dubai’deki bir Amerikan hastanesinde iki hafta kaldı, Amerikan doktorlar tarafından tedavi edildi ve yerel bir CIA ajanı tarafından ziyaret edildi.

Usame Bin Ladin’in, 11 Eylül olaylarını planladığını kanıtlayan tek bir delil bile görmedik.

Kanıt bulmadaki başarısızlıktan sonra, aslında kanıt aramaya gerek olmadığı çünkü Afganistan’da ele geçirilen videokasette Bin Ladin’in saldırıları üstlendiği söylendi.

Bu itiraf hala yaygın olarak kanıt kabul edilir.

Ama videodaki adam, Usame Bin Ladin’in diğer videolarına göre daha esmer tenlidir, yanakları daha dolgun ve burnu daha geniştir.

Yine kasıtlı koyulmuş bir delil görüyoruz.

1976’da Usame Bin Ladin’in büyük kardeşi Selim Bin Ladin, Bin Ladin ailesinin A.B.D’deki yatırımlarını yönetmesi için Jim Bath adında Teksas’lı birini kiraladı. Eski bir ulusal güvenlik pilotu olan Jim Bath, ayrıca George W. Bush’un da kadim dostuydu.

Bush ve Bin Ladin aileleri arasındaki ilişki, George H. W. Bush, Carlyle şirketi adına 1998 ve 2000 yıllarında Suudi Arabistan’a Bin Ladin ailesiyle görüşmeye gittiğinde, daha da açık bir hal aldı.

George H.W.Bush, 11 Eylül sabahında Usame’nin büyük kardeşi Şefik Bin Ladin ile Carlyle grup toplantısındaydı.

Carlyle şirketi, 11 Eylül sonrası “Anti- Terörizm” ve “Afgan-Irak” savaşları sayesinde büyük kar sağlamış dünyanın en büyük silah üreticilerinden biridir.

Pentagon

Kim 60 ton ağırlığında, 38 metre genişliğinde ve 13 metre yüksekliğindeki bir uçağı bu engeller arasında uçurabilir? Raporlara göre uçak Pentagon’a çarpmadan önce aşağıya doğru 270 derecelik bir kavis çizdi ve pilotu Hani Hanjour, ufak bir planörü bile düzgün uçuramayan kötü bir pilot olarak tanınıyordu.

— Kursu asla bitiremeyeceği gerçeğini hiç umursamıyordu.

— Pentagon’a uçtuğu konusunda hala şaşkınlık içindeyim. O uçamazdı bile. Uçuş Eğitmeni

Koltuk yok, bagaj yok, ceset yok. Sadece tuğlalar ve hafriyat. Resmi açıklamaya göre yanan jet yakıtının ısısıyla bütün uçak buharlaştı.

77 sefer sayılı uçak iki adet çelik-titanyum alaşımı Rolls Royce motora sahipti ve her biri 6 tondu. 12 ton çelik-titanyum alaşımının jet yakıtıyla buharlaşması bilimsel olarak imkansızdır. ayrıca parmak izi ve DNA tespitine uygun, teşhis edilebilecek cesetler bulunduğu açıklandı. Bu nasıl bir yangın ki alüminyum ve çeliği bile buharlaştırırken insan cesetlerine zarar vermiyor? Şahsi fikrime göre Pentagon ya da çevresine herhangi bir uçağın düştüğüne dair hiçbir kanıt yok ve enkazda bulabileceğiniz parçaların hepsi elinizle kaldırabileceğiniz büyüklükte.

Saldırıdan hemen sonra, hükümet ajanları enkazı kaldırdı ve temizledi. Bütün arazi kum ve çakılla örtülerek bulunabilecek olası deliller de toprağın altına gömüldü. Pentagon’a gerçekten neyin çarptığını gösteren güvenlik kamerası kasetlerine de FBI ajanları tarafından acilen el koyuldu. Ve Adalet Bakanlığı, hala bu görüntüleri halka açıklamayı reddediyor. Eğer bu görüntüler gerçekten Pentagon’un bir Boing 757 tarafından vurulduğunu kanıtlayacaksa çoğumuzun bunların açıklanması konusunda hükümete baskı yapması gerekir.

— Gördüğümüz kadarıyla orada, yerdeki çukurdan başka bir şey yok. Evet bu doğru. Bizim bulunduğumuz yerden görülen tek şey yerdeki büyük çukur ve birkaç yıkılmış ağaçtı. İnsanların çalıştığını, o bölgede yürüdüklerini görebilirdiniz, ama bizim baktığımız yerden görecek pek bir şey yoktu. Büyük enkaz parçaları bile mi? Hayır, hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey, orada bir uçak düşmüş diyemezdiniz.

Nijerya’da düşen bir yolcu uçağı. Shanksville’e düşen (!) 93 sefer sayılı uçak.

“Dünya Ticaret Merkezi 1,2 ve 7 nolu kuleleri” “Katlı Pasta” teorisine göre yangın, çeliği tamamen eritmese de yeterli derecede ısıtarak uçağın çarptığı katları zayıflatır ve bu katlar çelik kolonlardan kurtularak bir zincirleme reaksiyon başlatırlar. Bu teoriye göre -ki bu raporda açıklanan resmi teoridir- birbiri üzerine yığılarak çökmüş katlar ve ayakta kalmış çekirdek konstrüksiyon görmeniz gerekir.

Her iki kulenin de çekirdek konstrüksiyonları 47 muazzam çelik kolondan oluşur. Eğer katlar bunlardan kurtulmuş olsa bile, bu kolonların hala 300 metre yükseklikte ayakta kalması gerekirdi. Uçak bu çekirdek kolonların hepsini kesmedi.

— Biz bu binaları, binanın herhangi bir yerinden çarpacak bir Boing 707’nin etkisine dayanacak şekilde tasarladık. Bina muhtemelen birkaç jet uçağın saldırısına bile dayanabilir.

— Doğrudan binaya yönelen bir uçak.

— Doğrudan, evet.

— Ve siz diyorsunuz ki bina böyle bir darbeden etkilenmeyip ayakta kalacak şekilde tasarlandı.

— Evet, öyle.

Eğer bir bilardo topunu Dünya Ticaret Merkezi’nin tepesinden bırakırsanız, 110 kattan aşağıya düşmesi 8 ila 10 saniye sürer ki bu da hiçbir dirençle karşılaşmadığını varsayarsak. İkiz kuleler neredeyse bu serbest düşüş hızında yıkıldı. 200.000 ton çelik çökerek ve patlayarak 150 metrelik bir alana yayıldı.

Bu demektir ki bina, saniyede 10 kat gibi bir hızla çöktü.

Bir binanın serbest düşüş hızında çökmesi, “Katlı Pasta” etkisiyle mümkün olamaz.

Ama bunu ne yapabilir? Böyle bir kütleyi ne hareket ettirebilir? Patlayıcılar.

Çekirdek konstrüksiyonu oluşturan 47 büyük çelik kolon birbirine bağlıydı, hepsi nasıl aynı anda koptu da çekirdek yapı yok oldu? Görünüşe göre çekirdek kolonlar kesilmişti.

— Yaptığımız şey kirişi belli bir açıyla kesmek

Çöktükten sonra D.T.M’in çekirdek kolonlarından biri. Erimiş. Ya da “Eritilmiş”. Metalin kesim şekline dikkat.

— Erimiş metale bakıyordum. Her üç binada, enkaz içindeki iki kulede, bodrum katında ve 7 nolu binada erimiş metal göletleri oluşmuştu.

Yıkıldıktan 6 hafta sonra, incelenen enkazın bazı noktalarının 2000 Fahrenhayt sıcaklığa maruz kaldığı rapor edildi.

Bu sıcaklık, Jet yakıtının yanma sıcaklığından 500 Fahrenhayt daha yüksektir.

— Aşağı indiğinizde her yerde erimiş metal görüyordunuz.

— Erimiş metal kanalizasyona doğru akıyordu.

— Sanki dökümhane gibiydi.

— Sanki volkan lavları gibi.

— Erimiş metal, hafriyat kaldırıldıktan 4-5 hafta sonra bulundu. ayrıca 7 nolu binada da bulunduğunu söyledi. Söylediğine göre erimiş çelik, 7 nolu Dünya Ticaret Merkezi binasının altında da bulundu. Sonra resmi raporlara baktım, erimiş metal hakkında ne yazmışlar diye. Hiçbir şey yazmıyordu.

Bir dakika.

Bu önemli bir kanıt.

Nereden geldi bu? “Termit” o kadar sıcaktır ki çeliği, örneğin yapısal çeliği bıçağın yağı kestiği gibi kesebilir. Reaksiyon sonucu erimiş metal ve alüminyum oksit açığa çıkar ki bunlar da toz gibidir. Biliyorsunuz, devasa toz bulutları vardı bu kimyasalları büyük miktarlarda kullandığınızda olacakları hayal edin.

D.T.M’deki erimiş çeliğin Elektron Mikroskobu analizleri ve enkazda bulunan demir zengini bileşenler doğrultusunda, Dr. Jones sadece “Termit”in değil, onun yıkım endüstrisinde kullanılan yüksek sülfürlü ve patentli bileşiği “Termat”ın da izine rastladı. Yıkıldıktan sonra her iki kulenin ve 7 nolu binanın altında erimiş metal havuzları vardı.

7 Nolu bina uçakla vurulmamıştı bile.

Aslında problem, çoğu insanın 7 nolu bina hakkında pek fazla şey bilmemesi.

Bu da etrafını saran esrarengiz gizlilik perdesi yüzünden.

Bina 47 katlı bir gökdelendi.

Saat 17.25’te yıkıldı. Uçakla vurulmamıştı. Sadece 2 ya da 3 katında yangın vardı. Ve bildiğimiz kadarıyla kontrollü patlamalarla yıkıldı.

Patlatarak yıkım aynı böyle olur, ortada bir kavis oluşur ve sonra bina serbest düşüşe yakın bir hızda aşağıya hareket eder. Önce merkez kolonlardan birini patlattılar ve bina kendi üzerine düştü.

7 nolu binada klasik kıvrım vardı.

Önce merkez kolonu patlatıldı bu şekilde bina yıkılırken çevresindeki binalara zarar vermedi.

Hükümetin bütün bu yıkılmalar hakkında yaptığı açıklama, yangın teorisi üzerineydi.

11 Eylül’den ne önce ne de sonra, hiçbir çelik bina yangından yıkılmadı.

D.T.M’nin 1,2 ve 7 nolu binalarının çöküş şekli, kontrollü yıkım modeline tamamen uyuyor.

Ah. Bodrumdaki patlamalardan bahsetmedim mi? İlk uçak daha çarpmadan saniyeler önce gerçekleşen patlamalardan?

— Ofisimiz B-1 katındaydı. 8.46 sularında müdürle konuşuyordum ve aniden bir ses duyduk – BUUM! O kadar kuvvetli bir patlamaydı ki bizi “yukarı” fırlattı. Ve aşağı katta olmuştu, B-2 ve B-3 katları arasında. Sonra ne olduğuna bakmaya gittiğimizde BUUM! Kulenin “tepesine” çarpan uçağın etkisi. Binanın koridorunda servis arabasıyla yürüyordum ki, o anda havaya uçtum. Demek istediğim, patlamanın etkisi beni yere fırlattı ve her şey o zaman başladı. Biraz sonra büyük bir patlama daha oldu tavandaki alçılar yere düşüyordu, avizeler yere düşüyordu Biliyorsunuz, 1.kuleden 2. kuleye geçmek için büyük koridordan yürümeniz gerekir oradan geçiyordum ki, aynı şey yeniden oldu.

— Bu başka bir şeydi, bizi yere yapıştırdı, alt katta olmuştu bunu hissedebiliyordunuz, duvarlar oradaki her şeyin üzerine yıkılıyordu Demek istediğim, aşağı katta ölen insanlar olduğunu biliyordum, Aşağı katta bacakları kırılan insanlar olduğunu biliyordum, insanlara estetik ameliyatlar yapıldı çünkü duvarlar yüzlerine vurmuştu.

NORAD “Kuzey Amerika Hava Saha Komutanlığı” Standart prosedüre göre bir FAA (Sivil Havacılık Teşkilatı) uçuş denetçisi, kaçırma eylemi şüphesi uyandıran herhangi bir şey görürse, derhal bölüm amiriyle temasa geçer.

Eğer problem 1 dakika içinde çözülemezse bölüm amiri NORAD ile bağlantıya geçerek ne olup bittiğini anlaması için birkaç savaş uçağı göndermesini ister.

Daha sonra NORAD, olaya en yakın hava üssündeki hazır pilotlara sıcak temas emri verir.

Oyalanmalar olsa bile bu süreç en fazla 10 dakika sürer, ama bu olayda, savaş uçaklarının yerden kalkması bile 80 dakika sonra gerçekleşmiştir Bu kafa karıştıran bir anormallik.

İş işten geçene kadar, tek bir A.B.D Hava Kuvvetleri uçağı bile olay yerine yönelmiyor.

Hiçbir tanesi.

Ya kafaları karışmışsa, ya kasıtlı olarak tepki veremeyecek kadar meşgul bırakılmışlarsa? Nereye gideceklerini bilmiyorlardı çünkü aynı anda savaş tatbikatı yapılıyordu ve Kuzey Amerika Hava Savunma Birimi’nin radarlarında birçok sahte tatbikat sinyali vardı.

— FAA: “Merhaba, Boston Merkez TMU, bir sorunumuz var. Kaçırılan bir uçak New York’a doğru yöneliyor. Bize yardım etmesi için birkaç F-16 ya da benzeri jete ihtiyacımız var.

— NORAD: “Bu gerçek mi yoksa tatbikat mı?”

Bir başka tatbikat vardı – “Tetikteki Savaşçı”, NORAD’ın açıkladığına göre bu kaçırılan bir uçağa müdahale tatbikatıydı ve aynı sırada yapılıyordu.

Çift olarak gönderilen ve müsait olan sadece 8 savaş uçağı vardı, ve hepsi de 11 Eylül sabahı, 22 muhtemel kaçırma eylemiyle boğuşuyordu ve tatbikatlarla gerçek olanları birbirinden ayırt edemediler.

2000 yılında, NORAD 67 müdahale yaptı. %100 başarı sağladı. 11 Eylül’de ise aynı günde 4 defa çuvalladı. 11 Eylül sabahı, NORAD’a verilen tüm emirlerin arkasında Beyaz Saray’daki komuta merkezinde oturan Dick Cheney vardı.

11 Eylül sabahı uygulanan tatbikat senaryolarından bir tanesi, binaya yönelen bir uçak senaryosuydu.

“11 Eylül Komisyonu” Sayfa 172: “A.B.D Hükümeti, 11 Eylül saldırılarını finanse eden paranın kaynağını bulamamıştır.

— Yine de bu, çok az önem teşkil eder.

Amerikan yetkilileri finansal kaynağın izini süremediler. Ve sonra da en inanılmaz açıklamayı yaptılar: “Bu, çok az önem teşkil eder”.

Bu çok ama çok önemli! 11 Eylül masraflarını kim ödedi merak etmiyor musunuz? 7 nolu binanın yıkılışını, açıklaması çok zor bir olay olarak gördüler. 11 Eylül Komisyon’u bu yıkılışı açıklamayı bir kenara bırakın, raporda bundan bahsetmedi bile.

— Sayın Başkan neden siz ve sayın Başkan Yardımcısı, 11 Eylül Komisyonu’ndan önce bir araya gelmekte ısrar ediyorsunuz?

— Çünkü 11 Eylül Komisyonu bize sorular sormak istiyor, bu yüzden buluşuyoruz, ve ben de onlarla görüşüp bu sorulara cevap vermek için sabırsızlanıyorum.

— Sorum şuydu, neden Komisyon’un talep ettiği gibi birbirinizden ayrı kalmıyorsunuz?

— Çünkü bu ikimiz için de, 11 Eylül Komisyonu’nun sorularını yanıtlamak için iyi bir fırsat ve ben onlara cevap vermek için sabırsızlanıyorum.

Sizce ortaya çıkıp kendi fikirlerini kendi cümleleriyle açıklamaları gerekir mi? Yeminli olarak ifade vermeleri gerekir.

Evet, halka açık olarak.

Bush ve Chaney, 11 Eylül Komisyonu’na bazı şartlarla çıktılar.

Görüşmelere beraber girdiler. Yeminli ifade vermediler. Basın ya da aile bireyleri görüşmelere alınmadı. Hiçbir çeşit kayda izin vermediler. Tutanak tutulmadı.

— Ölenlerin ailelerinin bir tutanağı ya da tanıklığınızı görmeyi hak ettiğini düşünmüyor musunuz?

— Adam, bu soruyu bana dün de sordun, ben de aynı cevabı verdim.

Nihai rapor, herkesin hemfikir olduğu bir rapordu.

Bu şu demek, eğer tek bir komisyon üyesi bile rapordaki herhangi bir şeye itiraz ederse, o konu rapordan çıkarılıyordu.

Öğrendiğimiz kadarıyla o, sadece Bush yönetimine bu süreçte danışmanlık yapmamış, aynı zamanda Bush’un Ulusal Güvenlik Konseyi’nin kurulması yönünde bir taslak hazırlamış ve tek başına, “Karşı-Savaş Stratejisi” -ki bu strateji Irak savaşında kullanılmıştır- adında kitap yazmış biri ve aynı zamanda Condoleezza Rice’ın yakın dostu.

Onun istifa etmesini istiyoruz.

11 Eylül Raporu’nda, Bush Yönetiminin onaylamadığı hiçbir şey yok.

Şimdi neden Zelikow liderliğindeki komisyonun 11 Eylül’ün sahte bir eylem olduğu gerçeğini gösteren bütün delilleri görmezden geldiğini anlıyoruz Yeni bir emperyalist hareket için kamuoyunun olurunu almak ve ihtiyaç duyulan maddi kaynağı sağlamak.

“Terörizm”

Terörizm: 1) Şiddetin sistematik kullanımı, korku yaratmak adına şiddet uygulamak ve sindirmeye çalışmak.

Korku yaratmak adına Bıçak kuşanmış.

Kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlara sahip.

Fanatikler. Teröristler. 11 Eylül. Katiller. El Kaide. Nükleer silahlar. Terör. Şeytan. Savaş ve tehlike. Terörizm. Küresel terör. Dünya terörü. Küresel Terörizm. Kitle imha silahları. Şeytan teröristler.

Hipnotize bir şekilde tekrarlanan sözcükler: Terörizm. Teröristler. Terör tehdidi.

Ve tabi ki El-Kaide ile bağlantılı.

Ama dillerden düşmeyen ve neredeyse 7/24 yüzümüze vurulan “Terörizme Karşı Savaş” hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği haline geldi.

Bir gün torunlarımız geri dönüp bakacak ve bizlere soracak: “Teröre karşı yapılan savaş nasıl kazanıldı?” A.B.D’nin tüm üst düzey yöneticileri terörizmi gerçek anlamda kullanarak toplumsal birleşme sağladılar, toplum için bir düşman resmi çizdiler, halkı bir arada tuttular.

Carl Scmitt’in muhafazakarlık teorisine göre, bir toplum oluşturmak için öncelikle bir düşman imgesine ihtiyacınız vardır.

Bu çok tehlikeli bir şey çünkü şimdi baktığınızda bütün sosyal düzen, siyasi partiler, düşündüklerimiz, genel siyaset hepsi canavarca bir masal üzerine kurulu.

Terörist şüphesiyle tutuklanan kişilerin neredeyse tamamı, suçsuz bulunarak serbest bırakıldı.

Tabi önce siz onları görün diye manşet yapıldıktan sonra.

Terör Tehdidi.

Saçmalık

Terörizm: 2) Hükümetin, bir planı hayata geçirebilmek için, kamuoyunu yönlendirme tekniği.

— CIA’nın bu ülkeye ne yaptığına bir bakın. Yaptıkları şeyler inanılmaz. Gerçekleşen terörist eylemlere bakın. Hepsinin olmasa da çoğunun arkasında CIA var. Bahriye Kışlası olayı, daha sonra Kenya’daki büyükelçilik. Pan Am 103 olayı var, USS Cole olayı var, Oklahoma City olayı var, 1993 yılındaki Dünya Ticaret Merkezi olayı var. Ted Gunderson – Eski FBI Operasyon Şefi

Teröristlere ilk seferinde Dünya Ticaret Merkezi’ni havaya uçurmak için yardım ettiler Bombayı yaptılar, sürücü ehliyetini çıkarttılar.

Muhbir Emad A. Salim, 43 yaşında eski bir Mısır Ordusu subayıydı, ona bombayı yapma görevi verildi ve o bir uzmana gitti, bu kişi FBI uzmanıydı, ve dedi ki, “Sahte bir bomba mı koyacağız?”, ve FBI uzmanı da dedi ki “Hayır, gerçek bir bomba koyacağız.”

1993 yılındaki Dünya Ticaret Merkezi saldırısının gerçek sorumlusu FBI’dı.

Emad Salim’i kiraladılar ve ona 1 milyon dolar ödediler ve ona gerçek patlayıcılarla bir fünye verdiler, ona bomba yapmasını söylediler ve o bombayı da kontrolü altındaki salaklara vermesini ve onların da Dünya Ticaret Merkezi kompleksine saldırmasını istediler.

Onlar için talihsizlik ki, sadece 6 kişi öldü kanunun çıkması için yeterli değildi.

Peki 2 yıl sonra ne oldu, 19 Nisan 1995’te Oklahoma City’deki Murrah binası patlatıldı 168 kişi öldü. Bir yıl sonra, birçok anayasal hakkımızı ve sivil özgürlüklerimizi elimizden alan anti-terör kanunu kabul edildi.

7/7/2005 Londra 3 tren ve bir otobüs bombalandı, 56 kişi öldü O sabah, yapılan eylemin aynısını konu alan bir “Anti-Terör Tatbikatı” da yapılıyordu.

TAMAMEN ayNI BOMBALAMA SENARYOSU.

ayNI TREN İSTASYONLARINDA.

HEM DE ayNI ANDA.

— Sabah 9.30 sularıydı. Biz, yaklaşık 1000 Londralının bulunduğu ve bu sabahki bombalama olaylarının gerçekleştiği tren istasyonunda o sırada bir şirket için tatbikat yapıyorduk. Şu an ensemdeki tüyler hala diken diken.

— Yani siz o sırada bir tatbikat yapıyordunuz eğer böyle bir durumla karşılaşırsak ne yaparız diye, ve o sırada olay gerçekten oldu öyle mi?

— Kesinlikle.

Tabi. Ne demezsin.

TAMAMEN ayNI BOMBALAMA SENARYOSU.

ayNI TREN İSTASYONLARINDA HEM DE ayNI ANDA.

Bizden ortada bir tesadüf olduğuna inanmamızı bekliyorlar.

7/7 günü bir anti-terörist tatbikatı yapılıyordu.

aynı 11 Eylül’de olduğu gibi.

aynı hedeflere yapılabilecek saldırılar hakkında konuşuyorlardı, aynı istasyonlarda ve tam o sırada gerçek saldırı meydana geldi.

Bu şekilde A.B.D’dekine benzer biçimde, orada olup operasyonu yöneten kişilere bir kılıf uyduruldu.

11 Eylül Gerçeği.

Delillere göre A.B.D hükümeti, halk iradesini kendi planları doğrultusunda yönlendirmek için kendi vatandaşlarına “Sahte” bir terörist saldırı düzenledi.

Bunu yıllardır yapıyorlardı.

11 Eylül içeriden yapılmış bir iş.

“Bu ülkede, kaç insanın bunu idrak edemediğini görünce dehşete kapılıyorum.

Bize diyorlar ki orada, mağaralarda yaşayan bir Arap bu ülkeye yapılmış en kusursuz saldırıyı finanse etti.

Mağarada yaşayan bir adamın NORAD’ alt edebileceğini düşünebiliyor musunuz? Mağarada yaşayan bir adamın tüm bunlara sebep olabileceğine inanıyor musunuz? “Ve New York’ta kaç Amerikalının öldürüldüğünü düşündükçe bunun hazırlanmış bir tezgah olduğuna daha çok inanıyorum, bu zamanında Nazi’lerin kullandığı bir taktik, ve onlar da bunu yıllardır tekrar tekrar kullanıyorlar.

Amerika bir kez daha aptal yerine koyuldu.

Jordan Maxwell

— Her şeyin kötüye gittiğini söylememe gerek yok. Herkes kötü olduğunu biliyor. Dolar sent kadar değersiz. Bankalar batıyor. Dükkan sahipleri tezgahın altında silah bulunduruyor. Punk’lar sokaklarda azıttı. Ne yapacağını bilen kimse yok ve nasıl biteceğini bilen de. Havamız solunmayacak kadar kirli, yemeklerimiz yenemeyecek kadar kötü. Oturmuş televizyon izliyoruz ve yerel muhabirler bize: “Bugün 15 cinayet ve 63 şiddetli suç meydana geldi” diyor, sanki her şey normalmiş gibi! Her şeyin kötüye gittiğini biliyoruz. Kötüden de beter. Herkes çıldırmış. Sanki her yerde herkes çıldırmış gibi, o yüzden artık dışarı da çıkmıyoruz. Evimizde oturuyoruz ve yaşadığımız dünya yavaşça küçülüyor. Ve tek söylediğimiz: “Lütfen, bari bizi oturma odalarımızda rahat bırakın. Bana sadece tost makinemi, televizyonumu, çelik radyatörümü bırakın size hiçbir şey söylemem. Lütfen bizi rahat bırakın. Ama ben sizi rahat bırakmayacağım! Kızmanızı istiyorum! Protesto etmenizi istemiyorum, isyan etmenizi istemiyorum. Milletvekillerinize yazmanızı istemiyorum, çünkü size ne yazdıracağımı bilmiyorum. Ekonomik kriz ya da enflasyon ya da Ruslar ya da sokaklardaki şiddet hakkında ne yapılacağını da bilmiyorum. Tek bildiğim öncelikle kızmanız gerektiği! Şöyle demelisiniz: “Ben bir insanım, lanet olsun!” Hayatımın bir değeri var!

· Duman var – çok kötü – 2.kule 105.kat.

— Gerçekten çok kötü, siyah ve kuru.

— Karım iyiyim sanıyor.

— Onu aradım ve binayı terk ettiğimi söyledim.

— İyiydim de, sonra birden BAM! Üçümüz – iki kırık pencere.

Aman Tanrım! Baylar ve bayanlar, “Gizlilik”, özgür ve açık bir toplumda çok itici bir kelimedir, Ve biz insanlar, doğamız gereği ve tarihsel olarak, gizli topluluklara, gizli yeminlere ve gizli anlaşmalara karşı koymuşuzdur.

Bütün dünya üzerinde geliştirilmiş, karşı çıktığımız, yekpare ve acımasız komplo etki alanını genişletmek için gizlilik ilkesine temel olarak bel bağlamıştır.

Işgal yerine infiltrasyon, seçimler yerine, devirme planlarıyla, serbestçe seçmek yerine, sindirme ile.

Birçok insanın, materyalin ve kaynağın tek bir yapıyı oluşturması için birleştirildiği mekanik bir sistemdir, Askeri, istihbarat, diplomatik, bilimsel, ekonomik ve siyasi operasyonlar son derece verimli bir şekilde bir araya getrilmiştir.

Hazırlıkları gizlendi, yayımlanmadı.

Hataları gömüldü, duyurulmadı.

Muhalifleri susturuldu, övünülmedi.

Hiçbir masrafı sorgulanmadı, hiç bir sır açıklanmadı.

Bu nedenle Atina’lı hakim Solon, herhangi bir vatandaşı tartışmalardan kaçındırmanın bir suç olduğuna karar verdi.

Ben Amerikan halkını uyarma ve bu büyük bilgilendirme görevinde sizden yardım istiyorum.

Eminim yardımlarınızla, insan, olması gereken noktaya ulaşacaktır: Özgür ve Bağımsız.

You may also like...

Bir yanıt yazın