Büyük Ortadoğu Projesi Ve Türkiye

Gelecek İçin Öngörüler

Gelecek İçin Öngörüler

BOP ile ilgili olarak dünya kamuoyuna açıklanmış resmi bir belge henüz yok. Belki de henüz hazır bile değil. Üzerinde çalışmaların sürdürülmekte ve son rötuşların yapılmakta olduğu daha akla yakın bir ihtimal. “BOP Uygulama Planı” hazır hale getirildikten sonra bile, evrensel dış politika gelenekleri gereği, “bilmesi gerekenlerin, bilmesi gerektiği kadar” ilkesine bağlı kalınarak yapılacak açıklamalarla dünya kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. Bu nedenle, aşağıda sıralanacak olan “dünyayı ve Türkiye’yi bekleyen gelişmeler”, yukarıda yapılan analiz, değerlendirme ve tarihi deneyimler ışığında yapılan tahminlerden ve/veya öngörülerden oluşmaktadır:

• ABD, köktendinciliğin bu denli azgınlaşmasının temel dayanaklarından biri, belki de en önemlisi olan İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümünün İslam coğrafyasında ABD’ye itibar kazandıracağının; dolayısıyla BOP’a gönüllü katılımları arttıracağının bilincindedir. Bu nedenle BOP kapsamında ilk atılacak siyasi adım, İsrail- Filistin anlaşmazlığını sona erdirmek için yoğun bir diplomasi başlatmak olacaktır. Filistin Devlet Başkanı Arafat’ın ölümü ve yerine seçilen Mahmud Abbas’ın ılımlı kimliği bu adım için önemli bir fırsat yaratmıştır.

• Irak’taki savaş sonrası direnişler, giderek köktendinci İslami bir karaktere bürünmektedir. Bu direniş kırılamazsa, günümüzün tek süper gücü ABD’yi dize getirmiş olmanın sağladığı moral ve heyecanla, küresel terörizm coşacaktır. Bunun bilincinde olan ABD, bir taraftan bu direnişi kırmaya yönelik askeri ve polisiye önlemlerini yoğunlaştırırken, diğer taraftan da Irak’ta “ılımlı İslam değerlerine” dayalı demokratik bir rejim kurulmasına hız verecektir.

• G-8 ülkelerinin de katılımıyla, BOP’a gönüllü olarak rıza gösteren hedef ülkelere (Türkiye, Afganistan, Irak, Yemen, Ürdün, Bahreyn ve Cezayir) yönelik kapsamlı bir “ekonomik ve sosyal yardım planı” hazırlanarak uygulamaya konulacaktır. BOP kapsama alanında olup da katılım için çekinceli davranan ülkeleri (Pakistan, Umman, Mısır, Tunus, Fas) de cezbedebilecek kapsamda olacak bu plan, özellikle bu ülkelerdeki ılımlı İslam’ı ön plana çıkaracak, iktidara taşıyacak, -iktidarda iseler- güçlendirecek unsurları içerecektir. (Nitekim ABD, Pakistan’a uyguladığı askeri ambargoyu Ekim ayında kaldıracağını açıklamıştır.) (http://www.netbul.com/siyaset/siyasetdisp.asp?id= 164171 ) Ayrıca, Ürdün’de ve Tunus’ta Eylül 2004 ayında birer ‘Orta Doğu Ortaklık Girişimi Ofisi’ açmıştır. (Khaleej Times, 13 Eylül 2004)

• BOP hedef ülkeleri arasında yer alan petrol zengini totaliter ve teokratik rejimler (Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri), İngiltere’de olduğu gibi, temsili krallıklarını veya emirliklerini koruyarak parlamenter demokrasiye geçişe zorlanacaktır. ABD’nin bölgede siyasi, ekonomik, sosyal ve eğitimle ilgili reformlara olan desteği artmaktadır.

• ABD’nin haydut veya terörizme destek veren ülkeler statüsüne aldığı ülkelerdeki (İran, Suriye, Libya, Sudan) teokratik ve/veya baskıcı rejimlerin devrilmesi ve yerlerine ılımlı İslam karakterli demokratik rejimlerin getirilmesi için, NATO’nun da dahil edileceği yoğun bir stratejik baskı ve eylem programı uygulanacaktır. İran’a karşı askeri bir müdahaleyi dahi içerebilecek bu program; son aylarda Batı’ya yaklaşmaya başlayan Libya’yı NATO’nun “Akdeniz Diyaloğu”na (13) ( http://www.nato.int/med-dial) katılmaya zorlama, başına gelebilecekleri fark ederek “çark etme” arayışlarına giren Suriye’yi ise “şiddetli ambargolarla yola getirme” şeklinde olabilecektir. Basına yansıyan bilgilere göre, Sudan üzerinde ABD baskısı yoğunlaşmaya başlamış durumdadır. (14) (http://www2.dwworld.de/turkish/nachrichten/3.629 49.1.html ve http://www.ntvmsnbc.com/news- /286391.asp?cp1=1)

• “Avrasya’yı Kontrol Stratejisi” gereği İslam coğrafyasının Kafkasya, Orta Asya’da ve Uzak Doğu’da yer alan ülkeleri üzerinde başlatılmış programlara devam edilirken, buralardaki rejimlerin köktendinci İslami bir karaktere dönüşmesi veya köktencilere kucak açması önlenecektir.

• BOP kapsama alanı dışında kaldığı halde bu projeye gönüllü olarak katılmak isteyen ülkelere de, sosyal ve ekonomik destek sağlanacaktır.

You may also like...

Bir yanıt yazın